Antartika kıtası 1700’lü yılların sonuna doğru keşfi başlayan ve 1840’da resmen birçok bölgesi keşfedilmiş, daha sonra da kıta adını almıştır. Antartika kuzey kutbunda bulunan ve her yeri buzullarla kaplı olan bir kıtadır. Bu kıtanın yüzölçümü ve derinliği oldukça büyüktür. Çünkü yüzyıllar önce buranın sular altında kaldığı ve daha sonra bu suların buzulları oluşturduğu kanıtlanmıştır. Buzulların derinliği yüksek teknolojik aletler kullanarak ölçülmekte ve ölçülen bu buzulların derinliği çok ince matematiksel yöntemler ile hesaplanabilmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre Antartika buzulunun derinliği ortalama olarak 2.000 metreyi bulmaktadır.
Kuzey kutup noktasında ise bu kalınlık 3.500 metre ve üzerine çıkabilmekte. Yani Antartika buzullardan oluşan ve altında gizemli birçok yaşamın olabileceği bir kıta olarak bilinmektedir. Bu yüzden araştırmacılar Antartika’nın keşfinin hiçbir zaman bitmeyeceği görüşündeler. Çünkü son yıllarda yapılan araştırmalarda buzulların 400 metre altında 15 milyon yıllık bakterilere ulaşıldığı yönünde ve 500-600 metre derinlikte de bir gölün bulunduğunu öne sürmüşlerdir. Antartika’da bulunan en büyük buzul ise Ross Buzuludur ve alanı 540.000 km ile Fransa gibi bir ülkenin alanı ile eşdeğerdir. Son yıllarda ortaya atılan bir diğer görüş ise küresel ısınmadan dolayı buzulların gün geçtikçe daha fazla eriyeceği ve en sonunda dünyanın sular altında kalıp insan yaşamının yok olacağı yönündeki araştırmalar mevcut.